TMMOB’dan “Kanal İstanbul” keşfine tepki: Bilimden ve akıldan uzak bu proje ısrarınızdan vazgeçin

“`html

T24 Çevre

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Kanal İstanbul projesine yönelik yapılan keşifte, şehir plancısı, gemi mühendisi gibi kritik uzmanlık alanlarından hiç kimsenin yer almamasını eleştirdi. Yapılan açıklamada, “Kanal İstanbul projesinin plansız ve hukuksuz olduğuna inanıyoruz. ÇED olumlu kararına 5 yıl sonra bir kez daha ‘hayır’ diyoruz. Bilimden ve mantıktan uzak bu projeye olan ısrarınızdan derhal vazgeçin” ifadeleri kullanıldı.

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, “Plansız ve hukuksuz Kanal İstanbul projesine karşı çıkacağız” başlıklı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. İnşaat Mühendisleri Odası’nda düzenlenen etkinlikte, *Pelin Pınar Giritlioğlu* ortak açıklamayı okudu. İktidara, Kanal İstanbul ısrarını bırakması ve depremlerden etkilenen Hatay’daki zararı gidermeye yönelik adımlar atması çağrısında bulunan Giritlioğlu, şunları söyledi:

“Rezerv alanın plandan üstün olamayacağına dikkat çekiyoruz”

“Kanal İstanbul projesi, afet risklerini bir çözüm olarak gösterilmektedir. Ancak gerçekte, bu bir gayrimenkul ve rant projesidir. Özel alanlar, yat limanları ve eko-turizm gibi unsurlar, rezerv alanın amacını tamamen zedelemekte ve projenin kamu yararına değil, özel yarara hizmet ettiğini ortaya koymaktadır. ÇED olumlu kararına itirazlarımızın temel sebeplerinden biri, rezerv alanın İstanbul’un 1/100 bin ölçekli plan kararlarıyla çelişmesidir. Rezerv alanın plandan üstün olmayacağı konusunda ısrarımızı koruyoruz. Tüm bu sebeplerle TMMOB’ye bağlı odalar olarak, plansız ve hukuksuz Kanal İstanbul projesine, 5 yıl sonra tekrar ‘hayır’ diyoruz. Bilimsel ve hukuksal bir yaklaşım sergilemeksizin bu projede ısrar etmeyi derhal bırakmalısınız.”

5 yıl sonra gelen keşif kararına itiraz

Kanal İstanbul projesinin, 13 Ağustos 2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, İstanbul’daki yapıların tasfiyesi ve yeni yerleşim alanı oluşturulması için başlatıldığı hatırlatıldı. Açıklamada, “Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED olumlu kararına karşı açılan davalarda, ilk keşif ve bilirkişi incelemesi 24 Mart 2022 tarihinde gerçekleştirildi. Ancak uzmanlardan oluşan 15 kişilik bilirkişi heyetinde yalnızca bir şehir plancısının olması ve farklı alanlarda eksikliklerin olduğu dikkat çekti.”

Bilirkişi raporu, 2023 Mart ayında yeniden incelenip Danıştay’a sunuldu. Bazı uzmanlık alanlarında itirazlarımız olmasına rağmen, rapor esasen projeye dair tahribatı net bir şekilde ortaya koymaktadır.

“Gizlice yapılan ihaleler dikkat çekiyor”

Geçen süre zarfında Kanal İstanbul Yenişehir Projesi için çeşitli etap planları hazırlanarak yürürlüğe girdi. Bu süreçte, Toplu Konut İdaresi tarafından sessiz bir şekilde ihale süreçleri başlatıldı ve tarım arazileri üzerinde yoğun konut inşaatları yapıldı. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davada bu imar planları iptal edildi.

ÇED iptal davasında yürütmeyi durdurma talepleri reddedilmiş olmasına rağmen, Danıştay 4. Dairesi, herhangi bir gerekçe göstermeksizin yeni keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi. Projeye ilişkin ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması için 2020 yılında başlatılan dava süreci 14-15 Kasım 2024 tarihlerinde bilirkişi incelemeleri ile devam edecektir. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde düzenlenen toplantıya şehir plancısı ve gemi mühendisi gibi uzmanların yer almadığı 21 kişilik bilirkişi heyeti katıldı. Ayrıca davacı ve davalı tarafların temsilcileri ile halktan katılımcılar da toplantıya iştirak etti.

Toplantıda davacı taraftan katılımcılara kısıtlı süreler tanınırken, davalı taraftan gelen sunumlara mahkeme başkanı tolerans gösterdi. Bu durum, mahkemenin konuya taraflı yaklaşımını gözler önüne serdi. Bilirkişi incelemesi ve keşif gezisi iki gün sürdü.

Açıklamada, mahkemeye ve bilirkişilere bazı çağrılar yapıldı:

“Yürütmeyi durdurma talep ediyoruz”

“Bu beş yıl içinde yürütmeyi durdurma kararı verilmemesi, İstanbul’un ekosistemleri üzerinde telafisi imkânsız zararlar yaratmıştır. ÇED olumlu kararına ilişkin açılan dava ivedilikle görülmeli ve yürütmeyi durdurma kararı verilmelidir.

2020 tarihli Nihai ÇED Raporu sonrasında yürürlüğe giren hukuksuz planlar ve ihaleler, mevcut ÇED sürecini anlamsız hale getirmiştir.

“ÇED raporundaki itiraflara dikkat çekiyoruz”

ÇED raporunun eklerinde, Kanal İstanbul’un olası zararları açıkça belirtilmiştir. Proje, aktif fay hatları üzerinde yer almakta, tsunami ve heyelan riski taşımaktadır. Hem çevresel etki değerlendirmesinin nasıl olumlu kabul edildiği anlaşılmaz durumdadır.

Su, toprak, hava, ormanlar ve hassas ekosistemlerimizi tehdit eden bu proje ile ilgili ciddiyetle durulması gereken husus, hukuksuz olarak hazırlanan bu projeden tamamen vazgeçilmesidir.

Bu kadar hukuksal sorun içeren bir planlama süreci içerisinde, bilirkişi heyetinde yeterli uzmanlık alanına sahip kişilerin yer almadığı düşünüldüğünde, ortaya çıkacak kararın bilimsel niteliği tartışmalıdır.

“Deprem bölgelerinin yaraları acil olarak sarılmalı”

Kanal İstanbul projesi yerine, depremlerle sarsılan bölgelerde insanların ihtiyaçlarını karşılamak daha önemlidir. Hükümeti, rant odaklı projeleri durdurmaya ve sosyal gerçeklikler üzerinde yoğunlaşmaya davet ediyoruz.” (ANKA)


‘Görünmeyen Cemaat: Mürideler’ kitabının yazarı ve ‘Kızıl Goncalar’ dizisinin danışmanı Filiz Gazi, tarikatlarda kadınlara biçilen rolleri anlattı

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir